Bedros Hallacyan, Galatasaray Lisesi mezunu. 1892 tarihinde Paris’te Ticaret ve Hukuk Akademilerinde okuyarak Hukuk, Siyaset ve Ekonomi Bilimleri Doktorası yapmıştır. İstanbul’a döndükten sonra İttihat ve Terakki Partisi’nin üyesi olarak 1908 yılında İkinci Meşrutiyet Meclisi’nde görev aldı. 1908 yılında kendisi gibi Ermeni olan Gabriel Noradunkyan’ın istifası sonrasında boşalan Nafia Nazırı koltuğuna oturdu.
Haydarpaşa Çayırı’nda ilk gar binasının temeli 11 Mart 1872’de atılmıştı. İlk tren düdüğü 22 Eylül 1872 günü, Haydarpaşa-Pendik Hattı’nın tamamlanarak hizmete açılmasından sonra, Alman August Borsig marka lokomotifin çektiği 4-5 ahşap katardan oluşan katarlar ile başlamıştı.
Yapılan eski ve küçük Haydarpaşa İstasyon binası ve iskelesi gün geçtikçe artan ihtiyacı karşılayamaz hale geldiğinde, Sultan II. Abdülhamit Büyük Haydarpaşa Garı Binasının projesini başlatmıştı. 30 Mayıs 1906 günü toplanan yüzlerce kişinin katıldığı bir törenle temeli atılan yeni gar binası, 19 Ağustos 1908 tarihinde işletmeye açılmış, açılışın ardından binanın bir bölümü ve yolcular için yapılan bekleme salonları hizmete girmiş ve inşaat sürerken, 1909 senesi başlarında yanmış, yeniden onarılarak ve tüm tesisler tamamlanarak 4 Kasım 1909 günü açılabilmiştir.
Açılış törenine Padişah Sultan Reşat adına Başyaver Hurşit Paşa ile Başmabeyinci Lütfi Simavi Bey görevlendirilmiş ve Nafia Nazırı (Bayındırlık Bakanı) Bedros Hallacyan Efendi de bir söylev vermişti. Bedros Hallacyan’ın söylevi bittikten sonra adet olduğu üzere müteahhit ülke adına da Ferdinand Kautz’a söz verilmişti.
Kautz kürsüye çıkarak elindeki kağıda baka baka, güçlükle de olsa anlaşılır bir şekilde herkesin şaşkın bakışları arasında Türkçe bir konuşma yapmıştı. Törende hazır bulunan gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın da çok şaşırmış ve bu ilginç durumun nasıl olabildiğini Nafia Nazırı Bedros Hallacyan’a sorunca, o da; “Monşer, bu herifler Osmanlı topraklarında bulunuyorlar, burada çalışıp para kazanıyorlar. Bir resmi kûşatta (açılışta), resmi nutuk Türkçe olmak lazım değil mi? Türkçe’den başka söz söyletmem, hepinizi berbat ederim, dedim. Nutku Almanca harflerle yazdırttım, Türkçe Okuttum!..” diyerek duruma açıklık getirmişti.