Mağcan Cumabay

Mağcan Cumabay (25 Haziran 1893 – 19 Mart 1938) – Türk şair, yazar, pedagog, Türkolog, öğretmen. Kazak Türk edebiyatının 20. asrın başındaki yıldızlarından biri ve önemli bir şairidir. Türk milliyetçisi ve Türk Birliği taraftarıdır.

Baba Zhumabai Hacı’dır. Babası Beken bir işadamıydı. Annenin adı Gülsim’dir. 1905-1910 yıllarında Mağzhan, Müslüman halkların kurtuluşu için savaşan tanınmış bir Tatar aydını olan M. Begişev’in düzenlediği bir medresede Kızılhar’daki 1 No’lu camide okudu. Medresede begişev, doğu halklarının tarihi üzerine bir ders aldı ve Arapça, Farsça ve Türkçe öğrendi.

Genç yaştan itibaren Rusya’da farklı bölgelerde redaktörlük, öğretmenlik, gazetecilik yapmış; şiirler ve eğitim-öğretim konularında yazılar yayımlayarak halkı eğitmeye ve milli şuuru canlı tutmaya gayret etmiştir.

Genç yaştan itibaren Rusya’da farklı bölgelerde redaktörlük, öğretmenlik, gazetecilik yapmış; şiirler ve eğitim-öğretim konularında yazılar yayımlayarak halkı eğitmeye ve milli şuuru canlı tutmaya gayret etmiştir. Bu nedenle pek çok kez tutuklanmış ve sürgün edilmiştir (Abdujaparkızı 2013: 253; Tamir 1993: 13-15). Stalin’in iktidara gelmesinden sonra ise üzerindeki baskılar daha da artmış, 1929 tarihinde tutuklanarak 10 yıl sürgün ve hapis cezasına çarptırılmış, fakat ünlü Rus yazarı Maksim Gorki’nin gayretleri sonucu 1936’da serbest bırakılmışsa da Mart 1938’de kurşuna dizilerek öldürülmüştür (Tamir 1998: 440).

Esasen Sovyetler Birliği devrinde Cumabay’ın bütün eserleri Türkiye’yi sevdiği ve Türk Birliği anlattığı için yasaklandı. Sovyetler Birliğindeki bütün Türkleri bütünleştirip Rusları yıkacağı korkusuyla önce mahkeme kararıyla 10 yıl hapsetme cezası ve ardından Japonya ile hiç bağlantısı olmadığı halde Japon casusu suçlamasıyla Sovyet Rusya yönetiminin kararıyla 1938 yılında 44 yaşındayken kurşuna dizildi. Eşi Züleyha onun bütün eserlerini, arşivini saklamış ve günümüze ulaşmasını sağlamıştır. 1960 yılında Magcan’ın suçsuz olduğu hükmü verilmiş ve aklanmıştır.

Türkiye’de Kurtuluş Savaşı yaşanırken Orta Asya’da şehir şehir dolaşarak toplayabildiği para ve değerli eşyaları Atatürk’ün Moskova’ya gönderdiği büyükelçiye teslim etmiştir. Yazdığı “Uzaktaki Kardeşime” adlı şiiri ile Türkiye ve Kazakistan’ın aynı yüreğe sahip olduğunu anlatan vatansever bir şairdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir:

Başa dön tuşu
Anasayfa »