Neoklasik iktisat teorisi başlı başına 3 temel varsayım üzerine kuruludur.
- İnsanlar rasyonel tercihler yaparak iktisadi davranışlarını buna göre yönlendirirler.
- Karın maksimizasyonu söz konusudur ; bireyler elde elecekleri faydayı firmalar ise ele edecekleri karı artırma peşindedir.
- İnsanlar piyasada tam ve yaygın bilgi doğrultusunda özgürce hareket edebilirler.
Neoklasik iktisat teorisi, bir toplumun refahını maksime etmesinin toplumdaki bireylerin ve firmaların çıkarlarını ve karlarını artırmaya çalışmalarıyla mümkün olduğunu savunur. Bu maksimizasyon ilkesi insanları zahmetten kaçarak hazın peşinde olmaya en düşük girdi ile en yüksek çıktı elde etme çabasına yöneltir. Neoklasik iktisat teorisi, ekonomik aktörlerin kararlarını marjlar üzerinde verdiklerini söyler. Miktarı sınırlı olan bir mal, tatmini en şiddetle arzu edilen gereksinmeden başlayarak daha az arzu edilen gereksinmenin giderilmesi yoluyla kullanılır. Fiyat arz ve talebe göre oluşur ve fiyatın minimum düzeyini satıcının mala verdiği değer; fiyatın azami düzeyini alıcının mala biçtiği değer belirler. Bir maldan yeni bir birim daha tüketmenin toplam faydaya sağlayacağı extra katkıya marjinal fayda(yarar) veya marjinal getiri denir. Son tüketilen yeni birime de marjinal birim denir. Neoklasik ekonomi teorisi marjinal birimlerin durumuyla fayda ya da karın maksimize edilmesi konusunda ilgilenir. Ekonomide oluşan bu yeni yaklaşıma Marjinal Devrim denir.
Neoklasik ekonomi genellikle İngiltere’de Alfred Marshall, Fransa’da Leon Walras ve Avusturya’da Carl Menger’in aşağı yukarı aynı tarihlerde(19 yy.) yayımladıkları kitaplarda müdafaa ettikleri tezler ile ortaya çıktı. Ayrıca William Stanley Jevons, Bentham’ın faydacılık görüşünü ekonomiye uyarlayarak marjinal fayda kavramını geliştirdi. Menger, marjinal fayda kavramını daha çok kaynakların alternatif kullanım alanları arasında doğru seçim yapmak amacıyla kullandı.Walras ise bu kavramı daha çok piyasaların birbirleri ile karşılıklı etkileşimi açısından ele aldı.St. Jevons ve K. Menger’a göre ise, mübadele değerini kişisel gereksinmelerin şiddeti, yani marjinal fayda belirler.
Neoklasik ekonomi, piyasa durumları ile alakalı geniş kategorileri subjektif, kişisel düşüncelere indirgediği gerekçesiyle eleştiri almıştır. Aynı zamanda neoklasik iktisat teorisinin dayanağı olan marjinalizm de herhangi bir şekilde gözlemlenemeyen bir kavram olan marjinal birim kavramına dayanan bir method olduğu düşünülerek ağır bir şekilde eleştirilmiştir. Genel olarak Marksistler tarafından değerin nasıl ve nereden kaynaklandığını çarpıttığı gerekçesiyle eleştirilen neoklasik iktisat teorisi bir başka Marksist iktisatçı Oscar Lange tarafından Marksist ekonomik analizle bağdaştırılmaya çalışılmıştır. Oscar Lange’e göre klasik ve neoklasik ekonomi teorisi sosyal çevreyi ve ekonomik etkinlikleri açıklamakta yetersiz iken Marksist teori ise fiyatların oluşumunu açıklamakta yetersizdir. Dolayısıyla ikisini biraraya getirmenin bu eksiklikleri gidermenin en doğru yolu olduğunu düşünür.
Neoklasik teori önceleri daha çok mikroekonomi ile ilgili gözüksede daha sonraları anlaşılmış ve görülmüştür ki bugün makroekonomi alanında da kullanılan bir çok ekonomik aracın geliştirilmesine katkıda bulunmuştur.