Turan coğrafyasının büyük şairi, düşünürü, bilim adamı Yusuf Has Hacib (Uluğ Has Hacib) bundan yaklaşık 950 yıl evvel bir siyasetname kaleme almıştır. Eseri bir buçuk yılda yazan Türk bilim insanı, Karahanlıların Hakanı Süleyman Arslan Han oğlu Tavgaç Uluğ Buğra Han’dan ‘’görevlerin en incesi olan’’ manasına gelen has haciblik mansıbını aldı. Bu eser aynı zamanda Türk- İslam medeniyetinin ilk siyasetnamesi olmuştur.
Kutadgu Bilig’in her çağda kendisini ‘’taze, diri’’ koruyabilmesinin sebebi; sosyolojik ve felsefi yönünün ağır basmasıdır. Kelime olarak filolojik temelli bakıldığında ‘’kut’’ töre dediğimiz İslamiyet öncesi Türk geleneğine göre; Tanrı’dan alınan yönetim erki demektir. Günümüz Anadolu Türkçesi ile ifade edecek olursak: Yücelik-mutluluk veren bilgi. Eserde Türk büyüklerinin isimlerine de atıflarda bulunulur. “Türk Buyrukı ne der,dinle! , Ötüken Begi ne der, dinle! vb.” Bu bilgiler nezdinde Yusuf Has Hacib’in öğüt veren, ahlaki ve siyasi öğretiler içeren eşsiz bir esere imza attığını görmekteyiz. Türk kültürünün, asırlar öncesinden günümüze, izlerini taşıyan bu kutlu eserde; samimi ve inançlı bir Müslüman Türk’ün nasıl bir hayat idame ettirmesi gerektiği sorusuna da cevap aranmıştır. Kutadgu Bilig’i; Türk ve İslam kültürünün mecz edildiği bir eser olarak görmekte kani olacağımızı düşünüyorum.
Eser, İslam geleneğine uygun yazılmıştır. Girizgâh kısmı; Tanrı (azze ve celle), Peygamber (sav) ve Dört Halifeye dualar ederek, şefaat dileyerek başlar. Kitabın devamında hükümdara töre üzere öğütler verilir. Öğütler-nasihatler Turan devletinin devlet kademesindeki tüm yönetici ve idarecilerini kapsar. Orta Asya Türk budunlarında, en eski Türk ve Çin kaynaklarında ‘’törü’’ olarak karşımıza çıkan ‘’töre (ilahi kaynaklı yazılı,yazısız kurallar,emirler)‘’ye uygun davranılması; siyasetnamenin ana konusunu teşkil eder. Adalet bir bağışlama davranışı değil; ülke üzerinde ‘’törü’’nün doğru ve tarafsız şekilde uygulanmasının adıdır.
Yusuf Has Hacib eserini dört karakter üzerinde semboller kullanarak oluşturmuştur. Bunlar: Kün Togdı= Hükümdar, Ay doldı= Kut, Ögdilmiş= Akıl(us), Odgurmış= Akıbet(gelecek). Bu dörtlü yapıyı günümüz araştırmacı yazarlardan ; oguş(aile): baba, anne, kız, erkek çocuk olarak anlatanlar da vardır.
Sosyal hayat, ahlak ve özellikle erdemli devlet anlayışı hakkında fikirler bütünü olan eser; eski Türk geleneğinin İslam ile vücud bulmuş halidir. Dinlerde ve ahlakçı felsefi sistemlere görmemiz mümkün olan evrensel ilkeler Yusuf Has Hacib’in eserinde karşımıza çıkar. Halka karşı sorumluluk üstlenen, korumacı, himayeci, merhametli bir devlet modelinden bahsedilir. Yusuf’a göre “hükümdar uzun yıllar ülkesini yönetmek istiyorsa, kanunu eşit uygulamalı ve halkı korumalıdır. Hükümdar halka ve kanunlara uyarsa halk da ona itaat eder.” Bu modeli günümüzde “hukuk-demokrasi devleti” olarak adlandırıyoruz. Kutadgu Bilig devrin idarecilerine, devlet adamlarına pratik uygulamalar için ideal olanı gösteren bir siyasetnamedir.
Türklerin İslamiyet ile tanışmasının ardından “törü (töre)” ye dini ritüeller ve motifler de eklendi. Türkler zaten elini göğe kaldırıp dua ediyordu, fakat emri ilahi ile devlet felsefesine şer-i makamda yön verilir oldu. Orta Asya alpleri bu intiha ile, Anadolu’yu Türkleştiren ve İslamlaştıran alperenler haline geldiler.
Türk İslam devlet geleneğinde Karahanlılardan, Selçuklu ve Osmanlı dağılma dönemine değin idealist siyaset adamı, felsefeci, ilim adamı yetiştirmenin devletin bekası için her şeyin önünde olduğu görülmektedir.
Devlet, kabiliyetli yöneticiler ile onları yetiştiren mütefekkirler eliyle inşa olmuştur. Kutlu eser, ideal toplumun; ideal yöneticiler, idealist bireyler ile yapı bulacağını vurgular. Kutadgu Bilig’de siyaset bir sanat, siyaset ehli ise sanatçıdır. Ahlakın kaynağı din olduğundan, ahlakçı toplumda yöneticiler erdem sahibi kişiler olmalıdır. Sanatı icra eden (siyaset sanatı) yönetim erki, gücü emr-i ilahi yolunda kullanmalıdır.
Siyasetnamelerde muhteva olarak eğitim, askeri ve ekonomik nazariyeler üzerinde durulur. Bir siyasetname olan Kutadgu Bilig de vergide adalet, askere alma hususları ve hazinenin korunması/geliştirilmesi konularında Türk’ün bakış açısını görmekteyiz.
Türklük; o “Alp” insan tipinin yanında manevi tezahürde ‘’eren’’ olmak duygusu da bu kutlu eserde karşımıza çıkıyor. Mütemadiyen asırlarca cihana adalet ile mührünü vuran da, Türk İslam devlet felsefesinin ve Yesevi ruhun gücü olmuştur.
Sonuç olarak, Yusuf Has Hacib’in de yüce eserinde belirttiği üzere ideal; yeryüzünde adaletli ve erdemli bir yönetim tarzı geliştirmek, dünya ve ahiret mutluluğuna ulaşmaktır.
Türkler, büyük devlet gayesine erişmek için atasından kalan: ‘’Adalet- Meşveret- Ehliyet- Liyakat’’ emanetlerini tekrar hayatında tatbik ettiği vakit ideale ulaşacaktır.
Hakan Beşir, 15 Haziran 2019
misakizafer.com/2019/07/11/turkun-sessiz-cigligi-dogu-turkistan/